Sonda söyleyeceğimi başta söyleyerek söze başlamak istiyorum. Bu mecraları konuyla alakalı bir tartışma alanına çevirerek nihayetinde konunun daha anlaşılır ve daha çok bilgi sahibi olunduğu bir noktaya getirebiliriz. Konumuz metaverse (sanal evren). Henüz hakkındaki bilgilerimizin kısıtlı olduğu bu mesele yakın tarihte hayatımızın önemli bir noktasında yerini alacak gibi görünüyor.
Konuyu Facebook’un kuruluşundan ele almak, metaverse ü doğru anlamamızı sağlayacaktır. 2004 yılında sadece Harvard Üniversitesi öğrencileri için kurulan Facebook,2006 yılında herkesin üye olabileceği bir platform halini almış. Herkesin üye olabilmesiyle birlikte insanları internet de bir araya getiren Facebook günümüze gelene dek bir çok aşamadan geçmiştir. Facebook kullanıcılarının bilgilerine ulaşılabilmesi, beğeni ve paylaşımlarının temelinde kullanıcıya “uygun ürünlerin” reklamlarının sayfalarında belirmesi veya beğeni ve paylaşımlardan bağımsız sermayenin ihtiyacı olan yeni beğeniler yaratma çabasının ispatı olan reklam ve öneriler yaratmıştır. Bu söylediğimi her Facebook kullanıcısı defalarca yaşamıştır.
Soğuk kış aylarında sadece ısınmak için tek bir montun bu ihtiyacı giderebileceği gerçeği, kapitalizmin daha çok meta üretip daha çok meta satması önündeki büyük engellerden biridir. O halde bu gerçek kapitalizm için değişmelidir; yani sadece üşümemek için değil aynı zamanda “daha şık” görünmek için, aynı zamanda “zenginlik’” göstergesi olarak da insanlar mont almalıdır. Bunu sağlayacak şey ise “şık olanın” propaganda edilmesidir. Mesela “güzel bir kadın (bu güzellik algısını da daha evvel yaratmıştır kapitalizm) beyaz mont giyer”i, dünyaya güzel diye propaganda ettiği bir kadına giydirerek fotoğraflar ve o günün medyası ile kitlelere propaganda eder. Artık mont sadece üşümemek için değil güzelliğin göstergesi olan bir nesne halini almış olur. Bu temelde yarattığı algı ile insanlar daha çok mont alır ve bunu da diğer insanlara gösterebileceği alanlarda paylaşmaya başlar.2015-2016 yıllarında kitleler bu “güzelliğini”, “zenginliğini” gösterecek alan olarak Instagram’ı daha yoğun kullanmaya başlamıştır. Sadece resimler paylaşabildiğin bu platform günün ihtiyaçlarının tam karşılığı olduğundan Facebook’u daha az kullanılır kılmıştır. (Tabi bunda Facebook un kullanıcı bilgilerinin gizliliğini ihlal ettiğine dair olayların ortaya çıkmasının da bir etkisi vardır. Instagram bunu yapmıyor olabilir mi?)
Bugün bunların (tarif ettiğimden fazlası) toplamında kapitalizm yeni bir ürün ortaya attı. Metaverse, internetin geleceği diye tarif edilen bu öteki evren platformunda, dünyanın hatta uzayın sonsuz kere kopyaları yaratılabilecek. Bu evrenlerin birinde size ait bir eviniz, bir arabanız, hatta bir sevgiliniz olabilecek. Kısaca reel dünya da var olan her cismin kopyasına sahip olacaksınız. Cisimle de kalmayıp ,bu teknolojiyi var eden sermaye aynı zamanda bu evreni deneyim edebileceğiniz bir gözlük üretti. Gözlük yaratılan evreni 3 boyutlu deneyim edinmenizi sağlıyor. Şu anda sadece görmek değil aynı zamanda dokunma hissinizi de sağlayacak bir eldiven geliştirme çalışmaları da var. Yani cisimlerle birlikte tamamen gerçeklikten kopuk, duygularda yaşamanızı sağlayabilecek bir teknolojinin 5-10 yılda var olabileceğini söylüyorlar. Bu arada bu evrenlerde arsalar alınıp satılmaya bile başlandı; öyle ki İstanbul Anadolu yakası sahilindeki arsaların tamamı satılmış durumda, bu evrenlerin birinde bir mega yat 650 bin dolara alıcı bulmuş. Konserler verilmeye bile başlandı ve katılımcı sayıları milyonlarla ifade ediliyor.
Şimdi bu özet, metaverse bilgilerinden sonra, bu teknolojinin kimler tarafından nasıl kullanılabileceğine, kullanıcılar üzerinde nasıl etkiler bırakabileceğine dair düşünelim.
Netflix kullananlarımız bilir, Netflix üyeliği alırken sistem bize ne tarz filmlerden hoşlandığımızı sorar ve cevaplarımız üzerinden bize film önerileri yapar. Ayrıca bizimle alakalı da bir bilgi sahibi olur ve bu bilgi çekilecek yeni filmlerin belirlenmesinde önemli rol oynar. Sadece filmle kısıtlı kalmaz elbet, kitlelerin eğilimi ile alakalı gerçek bilgiye de ulaşmış olur. Sizce Netflix bu bilgilerimizi film ekiplerine, yönetmenlere, senaristlere satıyor mudur?
Bu durumu metaverse’e uygulayalım. Metaverse’te birey diğer evrende kendisini de yaratacak ve bunu yaparken kendisi ile alakalı sadece hoşlandığı film değil, reelde hoşlandığı, ilgisini çeken, yapmak istediği hemen hemen her şeyin bilgisini paylaşarak bir “karakter” yaratacak. Ve elbette kapitalizm bu bilgiler temelinde yeni ürünler üretecek ya da bu evreni kullanarak hayatımıza yeni “ihtiyaçlar” sokacak.
Gözlerimizi biraz daha açalım, bu diğer evrende teorik olarak her şey alınıp satılabilecek, bütün duygular o evrende satılıktır. Yani gerçekte mutsuz musunuz? Bu mutsuzluğunuza gerçek dünya da bir çözüm yaratamayan kapitalizm gerçek dışı bir evrende size mutluluk satacak.(Gerçek dünyadaki mutsuzluğumuzun kaynağı da kendisidir.)
Arttırılmış gerçeklik diye tarif edilen bu teknoloji, aslında gerçeğe, bugünün en uzağı olarak görünmüyor mu sizce de ?
Her gün defalarca kez “sıkılıyorum” u duyuyor, defalarca kez “sıkılıyoruz” bunun sebebi istemediğimiz şehirlerde zorunlu yaşıyor, kendi isteklerimiz dışında bölümlerde üniversite okuyor, ancak karnımızı doyuracak maaşlarda saatlerce çalışıyoruz. Günümüzün tamamını ciddi bir baskıyla geçiriyoruz, zorunlu kuran okutulan, zorunlu namaza kaldırılan, cemaat yurtlarında barınıyoruz. Özgürlüğümüzü kısıtlayan bu baskılar sayfa sayfa yazılabilir, ben buraya üç nokta koyuyorum; sen kendi hayatındaki baskılarla doldur …
Peki, böyle yaşamaya devam edebilir miyiz? Bence edemeyiz, intihar edenler de benimle aynı fikirde. Ama eylem olarak birbirimizden ayrıştığımız bir nokta var. Bütün bu yaşanamamazlıkları yaratan, kapitalizmdir. Ve kendimizi ortadan kaldırmak değil kapitalizmi ortadan kaldırmak çözümün kendisidir.
Kapitalizm hastalık yayan bir merkez olduğunun bilincindedir. Metaverse ise sadece bir ağrı kesicidir. Bize bir gözlük takarak bu gerçeklere karşı gözlerimizi kapatmaya çalışıyor.
NAFİLE!
Yaşanılabilir olanın, insanlığın ve doğanın ilacının, sınırların ve sınıfların olmadığı bir dünyada olduğu gerçeğinden kaçamazlar. Biz sıkılanlar, bu gerçeğin, peşinden giderek bu gerçeği örgütleyerek kendi yaşamımıza, kapitalizmin yaşamına son vermek için devam edeceğiz.
Sıkılanlar Örgütlenin!
Sosyalizme ihtiyaç ekmeğe olan ihtiyacımız kadardır.
Yaşamak için SOSYALİZM!