Yaklaşık iki ay sürmesi beklenen 2025 yılı merkezi yönetim bütçe görüşmeleri başladı. Önümüzdeki yıl bütçeyi oluşturacak kaynakların toplumun hangi kesimlerinden ne kadar toplanacağının ve bütçe harcamaları üzerinden hangi alanlara ne kadar kaynak aktarılacağının belirlendiği merkezi yönetim bütçesi, her yönüyle tek adam rejiminin karakterini yansıtıyor. 2025 bütçe tasarısına bakıldığında, bugüne kadar hazırlanan ve bütün yükü halkın sırtına yıkan en zor bütçelerden biri karşımıza çıkıyor.
Türkiye ekonomisinin tamamen sıcak paraya ve borçlanmaya dayalı yapısının bugün geldiği nokta herkesin malumu. Şöyle ki, resmi olarak tek adam rejimine resmi olarak geçilen 2018’de 1 trilyon 180 milyar lira olan toplam kamu borcu, sadece son altı yıl içinde 7 kattan fazla artarak, 30 Eylül 2024 itibarıyla, 8 trilyon 650 milyar liraya çıkmış. Sadece son altı yıl içinde yaşananlar, ekonominin büyük bir çöküş içinde olduğunu gösteriyor.
‘İşçiler ve kamu emekçilerinin gelirleri ile giderleri arasındaki makas açılmaya devam edecek.’
2025 bütçesi, alt sınıflardan üst sınıflara yapılan gelir transferinin somut örneklerini rakamsal verilerle net bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle dolaylı vergiler, özel sektör teşvikleri ve kamu kaynaklarının dağılımı üzerinden vergilendirme politikaları ve kamu harcamalarının dağılımı incelendiğinde sınıflar arasındaki adaletsiz gelir transferi bütün açıklığıyla görülebiliyor.
Türkiye’de benimsenen vergi politikalarının ağırlıklı olarak dolaylı vergilere dayalı yapısı, geniş halk kitleleri üzerinde daha fazla maliyet yaratıyor. Nitekim 2025 bütçesinde dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerindeki payı yüzde 70 seviyelerine dayanmış durumda. Dolaylı vergilerin (KDV ve ÖTV gibi) artışı, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri daha da derinleştiren bir etki yaratıyor. Tüketim üzerinden alınan vergiler, ücretli emekçiler başta olmak üzere toplumun düşük gelirli kesimlerini daha fazla etkilerken, doğrudan vergiler (gelir ve kurumlar vergisi) genellikle yüksek gelir gruplarını hedef alıyor.
2025 yılı için toplam vergi gelirleri 11.1 trilyon lira olarak hedeflenmiş. Toplam bütçe gelirlerinin (12.8 trilyon lira) yüzde 87’sini oluşturan vergi gelirleri hedefi, hükümetin 2025 enflasyon hedefinin çok üzerinde. Bu veri, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı sorununun 2025’te de ülke gündemini belirleyeceği anlamına geliyor. Öte yandan, 2025 bütçesinde ‘vergi harcaması’ adı altında, büyük bölümü sermaye lehine olmak üzere, toplamda 3 trilyon liranın üzerinde bir gelirden vazgeçilmesi planlandığını da belirtelim.
Bütçeye en büyük katkı sağlayan doğrudan vergi kalemi olan ve büyük bölümü ücretli emekçilerden alınan gelir vergisinin, vergi gelirleri içindeki payı yüzde 19 (2.13 trilyon lira). Şirketlerin kârlılığı üzerinden alınan ve ekonomideki işletmelerin kâr artışı beklentisiyle ilişkili olan kurumlar vergisinin oranı yüzde 15 (1.64 trilyon lira). Tüketim üzerinden alınan ve halkın harcamaları üzerinde ciddi bir yük oluşturan katma değer vergisi (KDV) yüzde 32 (3.6 trilyon lira); özel tüketim vergisi (ÖTV) ise yüzde 19 (2.12 trilyon lira). Diğer vergi kalemlerinin oranı yüzde 15 (1.65 trilyon lira).
2025’te ortalama bir ailenin aylık vergi yükü ortalama 43 bin TL olarak hesaplanıyor. Bu ağır yük, tüketim kalıplarına ve gelir seviyelerine göre farklılık gösterse de özellikle tüketim vergilerindeki artışlar, düşük ve orta gelirli ailelerin harcanabilir gelirini 2025 yılında bu yıla kıyasla önemli ölçüde azaltacak. İşçiler ve kamu emekçilerinin gelirleri ile giderleri arasındaki makas açılmaya devam edecek.
Bütçenin diğer önemli bir kısmı faiz ödemelerine ayrılmış durumda. 1 trilyon 950 milyar liralık faiz gideri, kamusal hizmetler yerine sermayedarların borçlarına ödenecek. Bu rakam, sosyal yardım ve desteklere ayrılan 651 milyar liralık bütçenin neredeyse üç katı. 2025’te faiz giderlerine ayrılan yüksek pay, 1 trilyon 930 milyar liralık bütçe açığı ile birlikte düşünüldüğünde, kamusal hizmetlerinde ciddi kaynak daralması anlamına geliyor. Bu durumun eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinden yeterince yararlanamayan emekçiler için ağır sonuçlar doğurması kaçınılmaz.
Haftaya, 2025 bütçesini gelir ve harcama alanları üzerinden ayrıntılı olarak incelemeye devam edeceğiz.