Abdülbaki Dakak, 12 yaşında ortaokul öğrencisi bir çocuktu. Aslında Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde ikamet ediyordu. İlk kayıp haberi AA tarafından servis edildiğinde de İbrahim Halil Dakak, eve dönmeyen kardeşinden haber alamadıklarını söyleyip bütün akrabalarıyla kardeşini bulmak için seferber olduklarını anlatıp “Kardeşimi bir türlü bulamıyoruz. Komşular çıktığını görmüş ama nereye gittiğini gören duyan yok. Günlerdir çevredeki tüm kameralara, parklara, akrabalara baktık ama izine rastlamadık. Ne düşmanımız var ne de şüphelendiğimiz birileri. Ailesi ve akrabaları olarak perişan haldeyiz. Daha önce hiç böyle yapmamıştı. Hep evimizin etrafında vakit geçirirdi” diye konuşmuştu. Ancak daha sonra Abdülbaki, ‘Evimizin etrafında vakit geçirirdi’ denilen yerden yaklaşık 90-100 km uzaklıkta Menzil Tarikatının Semerkand Vakfına ait gittiği yatılı bir medresenin yanındaki ahırda asılı halde bulundu. İntihar dendi. Aile ‘kader’ diyerek şikayetçi olmadı.
“Medere giderleri zekatlarla karşılanıyor”
Abdülbaki Dakak’ın yatılı olarak kaldığı Beşat köyünde 200’e yakın hane yaşıyor. İddialara göre köyün yarısından fazlası Menzil Tarikatı mensubu. Tarımla uğraşan köylüler zekat diye buğdaylarının, pamuklarının bir kısmını tarikata bağışlıyor. Köyde, tarikata bağlı medresede yatılı kalan çocukların yeme, içme gibi giderleri de alınan bu ‘zekatlardan’ karşılanıyor.
“İncelemelerde bulunan gazeteci tehdit ediliyor”
Hatırlanacaktır yaklaşık bir yıl önce yine Eyyübiye’de sonradan ‘Kaçak, haberimiz yok’ denilen bir Kur’an kursunda çocuklar kurstaki imam tarafından şiddete uğramış bunlar sosyal medyaya yansıyınca da imam ‘derhal’ açığa alınmıştı. Sonra da ‘Düne kadar haberimiz yok’ denilmişti. Urfa’nın yerel Kulis TV Haber Sitesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yetim, Abdülbaki’nin intihar ettiği iddia edilen yerde incelemelerde bulundu. Köyde gazeteci kimliğini saklamak zorunda kalan ve cemaate mensup biri gibi köyde incelemelerde bulunan Gazeteci Yetim incelemelerini sosyal medya hesaplarından da paylaştı. Tehditler alıyor ve almaya devam ediyor. Gözlemlerini konuştuğumuz Yetim, Urfa’da, tarikatlara, cemaatlere, tekkelere ait çokça yerin var olduğunu ve bu yerlerin denetimsiz olduğunu söyleyerek Dakak’ın intiharı için gerekçelerini de sıralayarak “Yerinde de gördüğüm bu olayın intihar olabileceğini düşünmüyorum” diye konuştu.
“Benim bile ellerim zor yetişti”
‘12 yaşında bir çocuk nasıl bir ruh hali içerisine girdi ki ölümü tercih etti?’ ifadelerini kullanan Yetim “Asılmış olduğu ahırı gördüm. Benim bile ellerim zor yetişti. O yüzden intihar etmiş olabileceğine inanmıyorum. 12 yaşındaki bir çocuğun aklından intiharın geçeceğini düşünmüyorum. Otopsi raporu daha çıkmadı. Ön otopside cinsel istismar çıkmadı. Ancak Valiliğin yaptığı açıklamada intihar denildi” diye konuştu.
“Peşini bırakmayacağım”
Dakak’ın annesi, babası, amcası, dayısı ile görüştüğünü ailenin hiç kimseden şikayetçi olmayacaklarını söylediklerini belirten Yetim, ailenin ‘Allah verdi, Allah aldı’ kaderci yaklaşımdan kaynaklı şikayetçi olmayacaklarını kendisine ilettiklerini söyledi. Ailenin, kendisine karşı serzenişte bulunğunu, hakaret ettiğini söyleyen Yetim “Ben acılarına veriyorum. Ancak bir gazeteci olarak bu işin peşini bırakmayacağım. Çünkü ben yerinde de gördüğüm bu olayın intihar olabileceğini düşünmüyorum” dedi. Dakak dışında yatılı olarak kalan çocukların olaydan sonra ailelerine teslim edildiğini söyleyen Yetim “Şu anda cami açık ancak medrese olarak kullanılan yer kapalı” dedi.
“Urfa’da her mahallede her kuytu yerde bu yapılardan var”
Urfa’da, Dakak’ın yatılı olarak kaldığı tarikat evi gibi çokça yerin var olduğuna dikkat çeken Yetim “Urfa’da her mahallede, her kuytu yerde medrese, dergah, külliye gibi isimler adı altında açılan farklı cemaatlere, farklı tarikatlara ait çokça yer var. Urfa’da maalesef denetimsizlik, başıboşluk çok. Sokaklarda limon satsan zabıta bunu burada satamazsın der. Ancak bugün Urfa’da çok kolay, bir tekke, zaviye, medrese, Kur’an kursu açabilirsiniz. Gayriresmi bir şekilde ve kimse de bunu sorgulamıyor. Bu işin takipçisi olacağız” diye konuştu.
“Başlı başına bir kuşkuya sebep”
Şanlıurfa Barosu da olayı yakından takip ediyor. Bir heyet olayın yaşandığı köyde incelemelerde bulunmuş ve Baro Başkanı Avukat Abdullah Öncel, izlenimler doğrultusunda savcı ve başsavcı ile çeşitli görüşmeler de gerçekleştirmiş. Olayı yakından takip edeceklerini söyleyen Öncel 12 yaşındaki bir çocuğun intiharının başlı başlına bir kuşkuya sebep olduğunu söyleyerek “Çocuğun kendini astığını iddia eden kablo oraya yabancı bir madde. Kafamızda oturmayan çok şey var…” diye konuştu. Baro heyetinin bölgede yaptıkları gözlemlerden hareketle, çocukların yatılı olarak kaldığı yerde İnsani yaşam koşullarının olmadığını söyleyen Öncel “İlkel derme çatma bir yer” dedi.
Dakak’ın ölümüne dair sorular ise yanıt bekliyor
■ Dakak’ın kardeşi AA’ya verdiği röportajda “Kardeşimi bir türlü bulamıyoruz. Komşular çıktığını görmüş ama nereye gittiğini gören duyan yok” diyor. Ancak cenaze 90-100 km uzaklıkta başka bir yerde bulunuyor. AA’ya verilen bu röportaj ‘Nasıl olsa bulunur’ rahatlığından hareketle tarikatın çalışması açığa çıkmasın diye mi verildi, bu yüzden mi yayımlandı?
■ Ortalama 200 hanenin yaşadığı Beşat köyünde yıllardır varlığını sürdüren ve valilik tarafından ‘kaçak’ denilen bu medresenin faaliyetlerine neden göz yumuldu?
■ Abdülbaki Dakak 12 yaşında bir çocuk, ortalama 1 metre 90 cm’lik yüksekliğe nasıl elektrik kablosunu astı? Elektrik kablosunu nereden buldu?
■ İntihar ettiğini varsayarsak Abdülbaki’yi intihara sürükleyen olaylar neler? Nasıl bir zorbalıkla karşı karşıya kaldı? Abdülbaki’yle beraber kalan diğer 19 çocuğun ifadesi alındı mı?
■ Urfa’da tarikatlara bağlı, ‘kaçak’ kaç yer var? Tarikatlara bağlı bu kaçak yapılar kapatılacak mı?