10 Ekim Ankara Katliamı davası 7. grup duruşmalarının ikinci günü, müşteki avukatların sanıklar hakkındaki beyanlarıyla başladı.
10 Ekim Ankara Katliamı davası 7. grup duruşmalarının ikinci günü, müşteki avukatların sanıklar hakkındaki beyanlarıyla başladı. Avukat Ahmet Özdel, sanıkların bir tanesinin bile fotoğraflardaki x1, x2’nin kim olduğunu söylemediğini belirtti. Tanık polis Beyazıt Bestami Duman ve Tahir Sarıışık’ın örgütle ilgili verdiği bilgilerin önemli olduğunu belirten Özdel, emlakçı olduğunu söyleyen Yakup Karaoğlu’nun Suriye’den gelen yabancı IŞİD’liler kısa süreli telefon görüşmeleri yaptığına dikkat çekti. Özdel, yabancı uyruklu bu kişilerin Karaoğlu’nun ardından Deniz Büyükçelebi ile görüştiklerini kaydetti.
‘SIRADAN EŞLER DEĞİL’
Sanıkların eşlerinin sadece sıradan eşler olmadığını vurgulayan Özdel, Esin Durgun’un, eşi Halil’den şüphelendiğini hatta kayıt almak için kamera almaya çalıştığını söylediğini hatırlattı. Mahkemede sanıkların örgüt üyesi mi yoksa yöneticisi mi olduğu konusunda bir değerlendirilme yapılmadığını belirten Özdel, bu dosyadaki en büyük eksiklerden birinin bir örgüt şeması olmaması olduğunu söyledi. Esin Durgun’un üzerinde çıkan para miktarı, eşiyle görüşmediğini söyleyen Hatice Akaltın’ın üzerinde çıkan para miktarları ve telefon görüşmelerinin durumu değiştireceğini söyledi. Hatice Akaltın’ın eşinin hiç Türkiye’yi terk etmediğini söylemesine rağmen telefon görüşmelerinin Metin Akaltın’ın çatışma bölgesinde olduğunu ve Hatice Akaltın’a aylık bağlandığını ortaya çıkardığını anlattı.
SANIKLAR MAHKEMEDE YİNE GERİLİM YARATTI
Özdel, Hüseyin Tunç’un, Yakup Karaoğlu’nun tüm katliamdaki sanıklarla ilişkisi olduğunu belirterek, Hacı Ali Durmaz’ın ise Suriye’ye gittiğini eğitim aldığını söylemesine rağmen birşeyler gizlediğine dikkat çekti. Özdel, çünkü örgütün hala faal olduğunu ve bu sanıklara güven verdiğini ifade etti. Özdel’in beyanları üzerine sanıklar itiraz ederek konuşmayı sık sık böldü. Bunun üzerine salondaki aileler tepki gösterdi.
Metin Akaltın’ın kasaplıkla yaptığını söylemesine rağmen hiç et taşımadığını ve elindeki koliler bomba malzemesi taşıdığını eksikliklere rağmen soruşturmada ortaya çıktığını belirten Özdel, “Bir kasap neden katliam sanıklarının bilgisayarlarını taşır” diye sordu.
Özdel’in Suphi Alpfidan’ın ne zaman katliam olsa araçlarda parmak izlerinin çıktığını söylemesi üzerine Alpfidan “Sadece bir yerde parmak izim var diyerek bağırıp çağırmaya başladı. Özdel beyanının devamında Yunus Durmaz’ın evindeki poşette Alpfidan’ın parmak izi çıktığına dikkat çekti.
Sanık Mehmemedin Baraç’ın telefonlarında çok sayıda kesilmiş baş ve ceset fotoğrafları çıktığını belirten Özdel, “Sıradan bir insanın kurduğu dernek her seferinde Suriye’ye militan gönderir mi?” diye sordu.
Evrensel/ Birkan BULUT-Damla YELTEKİN
